Nina Ognianova / CPJ Avrupa ve Orta Asya Program Koordinatörü
Hapishane sayımımız gösteriyor ki, Türkiye iki yıl üst üste dünyadaki tüm diğer ülkelerden daha çok gazeteciyi hapsetti. Parmaklıklar ardındaki gazetecilerin sayısı 40; 2012 Ekim ayında kayıt altına aldığımız 61 gazeteciden daha az ve 1 Aralık 2012 tarihli kayıtlarımızdaki 49’dan da daha düşük bir sayı. Buna rağmen, Türkiye’de hapis tutulan gazeteci sayısı İran, Çin veya Eritre’den daha yüksek.
Bir NATO üyesi ve bölgesel bir lider olan Türkiye’nin dünyanın en çok gazeteci hapsedenler listesinde yeri olmamalı. Ancak yasalarında anlamlı bir reform yapmayı başaramamasından tutun, Gezi Parkı protestolarının ardından gazetecilerine yönelik yaptırımlarına dek, Türkiye parmaklıklar ardındaki gazetecilerin sayısındaki mütevazı düşüşün haricinde giderek daha baskıcı bir tutum sergiledi.
Ekim 2012’den bu yana salınan gazetecilerin pek çoğu hala yargılanıyor. Bunlardan biri de 2013 Uluslarası Basın Özgürlüğü Ödüllerimizin Türkiyeli sahibi Nedim Şener; kendisi Ergenekon diye anılan terörist komplo iddiasından suçlu bulunduğu takdirde 15 yıla kadar hapis cezasıyla karşı karşıya kalacak.
CPJ olarak endişelerimizi Türkiyeli yetkililerle tartışma olanağımız oldu. Kasım ayında Adalet Bakanlığı CPJ Yönetim Kurulu Başkanı Sandra Mims Rowe, kurul üyesi John Carroll ve İdari Müdür Joel Simon’dan oluşan bir CPJ heyetini kabul etti. Adalet Bakanlığı yetkilisi Kenan Özdemir ile görüşen heyet, kendisine basın özgürlüğü meselelerine dair detaylı bir mektup iletti. İki taraf, hapisteki gazeteciler üzerine bilgi alışverişinde bulunmak üzerine anlaştılar.
Adalet Bakanlığı CPJ’in talebi üzerine kasım ayında CPJ’e tablo şeklinde bir doküman iletti (burada kamuoyuyla paylaşıyoruz). Dokümanda 54 gazetecinin nerede oldukları, hapsediliş tarihleri ve kendilerine yöneltilen suçlamalar bulunuyordu. Bunlar arasında yakın zamanda hapsedilenler de dâhil pek çoğu terörle mücadele kanunundan dolayı içerideydi. CPJ bu 54 gazeteci arasından (iddianamelerin, basında çıkan haberlerin ve kamuya açık yasal dokümanların dikkatle incelenmesi ile avukatların, meslektaşların ve sanıkların ifadelerinin dinlenmesi sonucunda) 40 kişinin mesleki faaliyetlerinden dolayı hapsedildikleri yönünde bağımsız bir karara vardı. CPJ, diğer 14 vaka içinse, hapsedilmelerinin mesleki faaliyetten olup olmadığına karar vermek için yeterli bilgi olmadığı sonucuna vardı. CPJ bu vakaları incelemeye devam edecek.
Hapishane sayımımızdaki 40 vakaya dair detaylı bilgilere buradan erişilebilir.
Nedim Şener, New York’taki Waldorf-Astoria otelinde Uluslararası Basın Özgürlüğü Ödülü’nü alırken geniş bir medya kitlesi önünde yaptığı konuşmada Türkiye’nin yargı sistemine eleştirilerde bulundu. Yayımlanmış pek çok kitabı olan Şener’in eserleri arasında Ermeni asıllı Türkiyeli gazeteci Hrant Dink’in 2007’de cinayete kurban gitmesinde devlet yetkililerinin rolü olduğunu iddia ettiği araştırmaları da mevcut. Konuşmasında hüküm giymeksizin bir yıl boyunca hapsedilmesi ve uluslarası tepkilerin ardından (tutuksuz yargılanmaya devam etmek üzere) salınması şeklindeki kendi tecrübesini de detaylı olarak anlattı. “Hala yargılanıyorum ve 15 yıl daha hapis yatabilirim” dedi; “Türkiye’de adalet böyle işliyor, gazetecilerin katillerini yargı önüne çıkarmak yerine gazetecileri terörist olarak yargılıyorlar.”
Son birkaç yıl içinde Türkiye bölge için umut sayılan bir ülkeden bölgenin endişe yaratan ülkelerinden birine dönüştü; ifade özgürlüğünün giderek daraldığı bir atmosfer ile tanımlandı. Türkiye bir yol ayrımında; otoriterlik ve sansür yerine demokrasi ve hoşgörüye giden bir yolu seçmek için hala çok geç değil. 1 Aralık itibariyle Türkiye hapishanelerinde bulunan 40 gazeteciyi serbest bırakarak bir başlangıç yapabilir.
Nina Ognianova CPJ’in Avrupa ve Orta Asya Programı Koordinatörü’dür. Bulgaristan aslı olan Ognianova, CPJ’in Rusya, Gürcistan, Azerbaycan, Kazakistan ve daha pek çok ülkeye gerçekleştirilen aktif destek heyetlerini yönetmiştir.